OSMAN GAZİ “İSTANBUL'U AL, GÜL BAHÇESİNE ÇEVİR”
Osmanlı devletinin kurucusu Osman Gazi'nin yazdığı şiir şöyle:
“Gönül kerestesiyle bin,
Yenişehir ü Bazar yap,
Zulm eyleme rençberlere,
Her ne ider isen var yap.
Eski Yenişehri bari,
İnegöl'e dek hep varı
Kırıp geçirip ağyarı,
Bursa'ya dek yık tekrar yap
Kurd olup girme süriye,
Arslan ol bakma geriye
Çar edih hayli çeriye
Dilgeçidi'ni hisar yap
İznik şehrine hor bakma
Sakarya su gibi akma
İznikmid'i de al bıkma
Her burcından bir hisar yap
Osman Ertuğrul oğlusun
Oğuz Karahan neslisin
Hakk'ın bir kemter kulusun
İslambol'u aç gülzar yap”
“AVNΔ FATİH SULTAN MEHMET
Sultan II nci Murat'ın dördüncü oğlu. Yedinci Osmanlı padişahıdır. Manisa'ya vali atandığında henüz çocuktu. Babası tahtan çekilince 1444'te tahta çıktı. Ancak düşmanların baskısıyla tahtan çekilerek (1446) babasının yeniden tahta çıkmasını sağladı. Babası Sultan II nci Murat'ın 1451 yılında vefatı üzerine ikinci kez tahta çıktı. İyi bir asker olduğu kadar büyük bir alimdi. İstanbul'u fethetti İstanbul'u fethetmesinden sonra "Fatih" lakabıyla anılmıştır. İstanbul'un fethi Orta Çağ'ın sonu Yeni Çağ'ın başlangıcı olmuştur. Bundan dolayı Fatih "çağ açan hükümdar" olarak da tanınır. Fatih çıkardığı yasalarla devleti önemli ölçüde yeniden biçimlendirmiştir. Osmanlı topraklarını 25 kat genişletti. Yunan felsefesini iyi bildiği gibi İtalyanca Latince Rumca Slavca Fransızca İbranice Geldanice dillerini bilirdi. Şiirlerinde Avni mahlasını kullanırdı. Avni zühd ve takvadan uzaklaşarak hakiki sevgiliye benliğini yok ederek kavuşan bir sofi olur ve Mirât-ı dil cemâline âyine-dârdur mısrasını yazar.
'Aşk Bir Hazinedir'
Sultan 2. Murat'ın şiirlerinde 'Muradi' mahlasını kullandığı görülürken, oğlu Fatih Sultan Mehmet'in de edebi adının yani mahlasının 'Avni' olduğu biliniyor. Şiirleri bir divançede (küçük divan) toplanan Fatih Sultan Mehmet'in bir gazeli de şöyle:
''Aşk ile viran eden gönlünü ma'mur istemez
Hatırın mahzun eden bir lahza mesrur istemez
Haksar olup hevayile gubar olan gönül
Hak-i rah-ı yardan bir dem özün dur istemez
Hoş gören akıl fena tavrını şöhret gözlemez
Künc-i uzlet isteyen kendüyi meşhur istemez
La'l-i naba meyl kılmaz bağrını pür-hun eden
Damenin pür-eşk eden lü'lu-yı mensur istemez
Aşk nakdi bir hazinedir ana yoktur zeval
Malik olan Avniya bir gence güncur istemez''
Fatih Sultan Mehmet'in gazelinin son bölümüne günümüz Türkçesiyle bakıldığında;“Ey Avni, aşk yok olmayan (gerçek) bir hazinedir. Ona sahip olan (kişi dünyada nice kıymetli) hazinelere sahip bir hazinedar olmayı istemez.” (Yani aşk hazinesi, bütün hazinelerden değerli, aşk sultanı bütün dünya sultanlarından üstündür).
Kimsesiz Hiç Kimse Yok
Hiç kimse yok kimsesiz
Herkesin var bir kimsesi
Ben bugün kimsesiz kaldım
Ey kimsesizler kimsesi
Kimse aradığım yollarda
Kimsesizlik kimsem oldu
Dinsin artık hicranın cana
Kimse aradığım yollar
Kimsesiz kimselerle doldu
*************************************
Ağlasa derd-i derûnum çeşm-i giryânım sana
Ağlasa derd-i derûnum çeşm-i giryânım sana
Âşikâr olurdu gâlib râz-ı pinhânım sana
Avnî (Fatih Sultan Mehmet)
“MUHİBBİ” KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
Kanuni Sultan Süleyman'ın ünlü gazeli... Süleyman'ın ''Muhibbi'' mahlasıyla yazdığı gazeli şöyle;
''Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi,
Saltanat dedikleri ancak cihan gavgasıdır,
Olmaya baht ü saadet dünyede vahdet gibi
Ko bu ayş u işreti çünkim fenadır akıbet
Yar-i baki ister isen olmaya taat gibi
Olsa kumlar sağışınca ömrüne hadd ü aded
Gelmeye bu şişe-i çerh içre bir saat gibi
Ger huzur etmek dilersen ey Muhibbi fariğ ol
Olmaya vahdet cihanda kuşe-i uzlet gibi''
Hayatında pek çok sefere savaşa şiire söze koyduğu kanunlara yapılara ki en önemlisi ve en güzeli Mimar Sinan’ın ifadesiyle "Padişahım sana öyle bir cami inşa ettim ki kıyamete değin ayakta duracak." dediği Süleymaniye ‘ye isim veren, hayat veren padişahın Hürrem Sultan’a olan aşkı da dillere destan olmuştur. İşte ona yazmış olduğu bir gazel:
Celis-i halvetim varım habibim mah-ı tabanım
Enisim mahremim varım güzeller şahı sultanım
Hayatım hasılımömrüm şarab-ı kevserim adnim
Baharım behçetim rüzum nigarım verd-i handanım
Neşatım işretim bezmim çerağım neyyirim şem’im
Turuncu u nar u narencim benim şem’-i şebistanım
Nebatım sükkerim gencm cihan içinde bi-rencim
Azizim Yusuf’um varım gönül Mısr’ındaki hanım
Stanbulum Karaman’ım diyar-ı milket-i Rum’um
Bedahşan’ım ve Kıpçağım ve Bağdad’ım Horasanım
Saçı varım kaşı yayım gözü pür fitne bimarım
Ölürsem boynuna kanım meded he na-müsülmanım
Kapında çünki meddahım seni medh ederim daim
Yürek pür gam gözüm pür nem Muhibbi’yim hoş halim!
Muhibbi (Kanuni Sultan Süleyman’ın mahlası)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder